SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 5138 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ ابْنِ أَبِي ذِئْبٍ قَالَ حَدَّثَنِي خَالِي الْحَارِثُ عَنْ حَمْزَةَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ كَانَتْ تَحْتِي امْرَأَةٌ وَكُنْتُ أُحِبُّهَا وَكَانَ عُمَرُ يَكْرَهُهَا فَقَالَ لِي طَلِّقْهَا فَأَبَيْتُ فَأَتَى عُمَرُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَذَكَرَ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ طَلِّقْهَا

 

(Hamza b. Abdullah b. Ömer'in) babasından demiştir ki:

 

Nikâhımın altında bir kadın vardı. Kendisini seviyordum. (Babam) Ömer ise ondan hoşlanmıyordu. Bana:

 

Onu boşa dedi. Ben kabul etmedim. Bunun üzerine Ömer, Peygamber (s.a.v.)'e varıp bunu kendisine anlattı. Nebi (s.a.v.)'de (bana):

 

Onu boşa, diye emretti.

 

 

İzah:

Ebu Davud. talak; Tirmizî talak; İbn Mâce, talak; Ahmed b. Hanbel, IV, 33, 211.

 

Tuhfe yazarı bu hadisin şerhinde şöyle diyor: "Baba oğluna karısını boşamasını emrettiği zaman oğlun babasının emrine itaatla, karısını sevmesi, onu nikah altında tutma­sı için bir mazeret değildir. Bu hususta anne de baba hükmündedir. Çün­kü annenin hakkının babanın hakkından fazla olduğu sahih hadislerle sa­bittir."

 

Ebu'd Derdâ'nm hadisini Tirmizî,, İbn Hibban, Hâkim ve Ebu Davud-i Tayalisî de rivayet etmişlerdir. Hâkim bunun sahih olduğunu da söyle­miştir. Zehebi de desteklemiştir. Tirmizî'deki hadis meâlen şöyledir:

 

"Bir adam Ebu'd-Derda (r.anhüma)'ya giderek: Benim bir karım var­dır. Annem onu boşamamı emrediyor, dedi. Bunun üzerine Ebu'd Derda: şu cevabı verdi:

 

Ben Rasûlullah (s.a.v.)'den işittim, şöyle dedi:

 

Baba cennet kapılarının en hayırlısından girmeye vesile)dir. Ar­tık dilersen bu kapıyı zayi et veya hıfzet."

 

Tirmizî'nin şârihi Tuhfe yazarı bu hadisin izahı bölümünde şöyle der: "Kadı Iyaz bu hadisin açıklaması hakkında şöyle demiştir. Yani Cennete girmeye ve en yüce makamlarına erişmeye vesile olan en iyi hayır, baba­ya itaat ve hukukuna riayet etmektir.

 

Kadı Iyaz'dan başka bazı âlimler ise; cennetin müteaddid kapıları bu­lunur, en iyi ve en üstünü ortadaki kapıdır. Bu kapıdan girmeyi sağlayan şey babanın hukukuna riayettir, demişlerdir. Hadisteki baba tâbiri umumî olup anneye de şümullüdür. Çünkü bu kelime vâlid diye geçer, vâlid doğurucu demektir. Baba çocuğun doğmasına vesile olduğu gibi, anne de vesiledir. Bir de şu var, annenin hukuku babanın hukukundan daha önem­lidir.

 

İbn Atiyye, baba ve anneye itaat için şu umumi hükmü ve prensibi söy­lemiştir: Mubah işleri yapmak veya yapmamak hususunda baba ve anne­nin emrine uymak vacibdir. Mendup ve farz-ı kiayelerde onlara itaat müs-lehabtir. Evlâd iki vâcib arasında kaldığı zaman yine baba ve anuesinin arzusu olan yönü tercih edecektir. Meselâ, anne hastadır. Oğlunun onun yanında durup bakımı ile meşgul olmasını ister. Adam orada durursa ce­maatle namaz kılmayı kaçıracak veya namazı vaktinin son zamanına tehir edecek, anasının arzusuna uymasa cemaate yetişecek veya namazını ilk vaktinde eda edecektir. Bu durumda annenin yanında kalmayı tercih et­mek gerekir. Fakat annenin emrini ve arzusunu yerine getirmek bir farzın terkine sebebiyet verirse ona itaat yoktur. Mesela annesinin bakımı ile meşgul olduğu takdirde farz namazı kazaya bırakmak mecburiyeti doğa­caksa, bu durumda Önce farz namazı kılacak ve bunu tercih edecektir.

 

Baba Veya Annenin Emri Üzerine Evlad Karısını Boşamaya Mecbur Mu?

 

Bu babdaki hadisler evladın kayıtsız ve şartsız bu emre uymak mecbu­riyetinde olduğuna delalet etmezler. Şöyle ki; İbn Ömer (r.a.) sevdiği ka­rısını babasının emri üzerine Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in emri ile boşamış ise de bu olaydan umumî bir hüküm çıkarılamaz. Çünkü Ömer (r.a.) gibi bir baba kendi gelininden hoşlanmamış ve oğlunun onu boşamasını istemiş ise, muhakkak bu istek Allah yolunda.,bir istekdir. Dünya ile ilgili bir is­tek değildir. Nitekim et-Tac el-Cami H'I-Usul adlı hadis kitabının V. cil­dinin başında bulunan "birrin nevileri" babında rivayet olunan bu hadisin haşiyesinde; "Ömer (r.a.)'in hoşlanmaması üzerine oğlu Abdullah'ın ka­rısını boşaması için, Nebi (s.a.v.)'in emir vermesi hükmü, Hz. Ömer ve onun gibi zatlara mahsus bir hükümdür. Çünkü Ömer'in hoşlanmama­sı muhakkak Allah içindir ve din açısından hoşlanmamayı gerektiren bir nedene dayanır. Bunun içindir ki, Nebi (s.a.v.) Abdullah'a kadını bo­şamayı emretmiştir. Böyle bir özel durum olmadıktan sonra kadını boşa­ma hususunda erkek kimseye itaat etmekle mükellef değildir. Ancak bo­şamayı gerektiren meşru bir sebeb varsa, bu ayrı bir meseledir. Bilindiği gibi "boşama, Allah katında en çirkin helâldir" mealinde sahih hadis  vardır" denilmiştir.

 

îbn Hacer Heytemi de ez-Zevâcir kitabının "baba ve anneye itaat" babında, bu babdan önceki babda, baba ve anneye itaatsizliğin ölçüsü hakkında geniş bilgi vermiştir. Orada ezcümle ve özetle şöyle der: "Baba ve anneye ukuk diye ifade edilen asilik ve itaatsizlik, onlara örf ve adet­te basit sayılmayacak derecede eziyet etmek ve incitmektir. Eziyet ve in­citme konusunda muteber olan şey baba ve annenin durumudur. Yani ba­ba ve anne bir şeyden inciniyorsa, evlâd bundan sakınmalıdır. Lâkin ba­ba ve annenin ikisinin veya birisinin aklı noksan olduğu ve iyi ile kötüyü seçemediği için evlâdına bir şey emreder veya menederse, buna muhale­fet etmek de Örf ve adette asilik itaatsizlik sayılmazsa, evlad bu durumda muhalefet edebilir ve bu muhalefetten dolayı fasık sayılmaz. Çünkü ma­zurdur. Mesela adam, karısını seviyor ve ondan ayrılmak istemiyor, baba­sı veya annesi yahut ikisi de onun karısını boşamasını istiyorlar. Bu istek kadının diyanetinin noksanlığından bile ileri gelse adam baba ve annesi­nin isteğine uymaya mecbur değildir. Ebu Derdâ'nm hadisinden bu hü­küm çıkarılır."

 

Yazar "baba cennet kapılarının en hayırlısından girmeye vesiledir artık dilersen baba ve annenin hukukunu iyice koru veya iyice koru­mayı terk et"[İbn Mâce, talak] mealindeki hadisi kast ediyor,

 

"Çünkü Ebu'd-Derda (r.a.) soru sahibini serbest bırakıyor. Ama baba­nın emrine uyulup boşamanın daha iyi olduğuna işaret ediyor. İbn Ömer (r.a.) hadisi de böyle yorumlanır."

 

(Yazar 5138 numaralı Ebû Davud hadisini kasd ediyor) "Baba ve annenin diğer emir ve yasaklan da böyledir. Yani sırf akılla­rının noksanlığı ve meseleyi kavrayamama medeni ile verecekleri emir veya yasak, akıllı adamlara arz edildiği zaman bu noktada baba ve anne­ye itaat etmemeyi eziyet ve incitmek saymazlarsa, evlât o işte muhalefet  edilebilir."

 

Şu halde, baba ve annenin evlâdına kanlarını boşamaları için verecek­leri emre uyma zorunluluğu yoktur ve bu emri yerine getirmemekle ev­lâd, haram bir iş yapmış sayılmaz.